26 Nisan 2016 Salı

Takanik Balık - Yeniköy

Takanik Balık - Yeniköy 

Şöyle bir geriye baktığımızda tam 12 ayrı yeni yer hayatımıza girmiş, dikkatimizi çekmiş. Bugün anlatacağımız yer ise yıllardır müdavimi olduğumuz canımız balık istediği zaman ayaklarımızın bizi götürdüğü bir yer. Gerçi son 1 yıldır yeni yerler görelim, ufkumuzu açalım derken pek uğramaz olduk. Geçtiğimiz Pazar ortak kararla ailecek “TAKANİK BALIK”a gittik ve bu sefer sizleri de yanımızda götürdük. Hiçbir şeyin aynı kalmadığı gibi burası da bıraktığımız gibi kalmamış.


Önce yerden başlayalım. TAKANİK BALIK’ın birden fazla şubesi var: Arnavutköy(merkez), Yeniköy, Suadiye

Biz tercihimiz Yeniköy oluyor genelde. Hem oradaki çalışan insanları artık tanıyoruz, servisinden memnunuz, ve mekan olarak daha rahat buluyoruz. İstinye’yi geçtikten sonra Yeniköy’de TAKANİK BALIK’a varıyoruz. Eskiden hemen arabayı vermek için görevlileri bulurken bu sefer “Görevliler nerede?”   diye kalakaldık. Sorun krize dönüşmeden arabamızı teslim edip içeriye doğru yöneldik. Hava güzel olunca hem kapının önünde ve yanında olan “L” şeklindeki bahçeye hem de arka bahçe misafirlere açılıyor. Kışınsa arka bahçe kapatılıyor, ön ve yan taraftakilerse kullanılmıyor.

- Takanik Balık deneyimimize videolu tanık olmak için buraya tıklayıp youtube sayfamızı ziyaret etmeyi unutmayın -



İçeri girer girmez üst kata doğru yöneldik. Çünkü sürekli kapının açılıp kapanması alt tat için negatif bir olay, arka bahçe ise gözümüze çok karmaşık gelince biz en iyisi yukarıda oturalım dedik. Üst kattaki yuvarlak masalardan birine geçip sipariş için beklemeye koyulduk. Normalde bu saatlerde (16.30 suları) daha sakin olmasına rağmen 2 çocuklu büyük aile ve 1 tane altın kızlar topluluğu üst katta yemek yiyorlardı. Anlayacağınız üst kat bahçeden çok daha karmaşıktı. Ama şunu da söylemek lazım: günümüzde kadın kadına buluşmalar evlerden çıktı, kafelere restoranlara taşındı ki bizce çok güzel ve eğlenceli oldu. Burada da böyle buluşmalara şahit olmak güzel.


Ama kalabalık olması servisi biraz aksattı. Daha önce çok daha kalabalık zamanlarına denk gelmiştik ama bu sefer biraz daha fazla göze batıyordu galiba.

Nihayet siparişlerimiz alındı:
·         ortaya 2 kişilik salata
·         3 tane yarım porsiyon Balık çorbası
·         1,5 porsiyon Kalamar Tava
·         1 porsiyon Karides Güveç (peyniri bol olsun)
·         1 porsiyon İstavrit
·         1 porsiyon Tekir (ejee – tekir varsa başka hiçbir balık aklından bile geçmez. Hatta görevliler hiç sormaz direk tekir diye not alırlarJ)
·         1 porsiyon Dil Şiş (özellikle balık yemekten hoşlanmayan kişiler için 1 numara. Hem sunumu hem kolay yenmesi hem de baskın bir balık tadına sahip olmaması ama bunların yanında sonuç olarak balık olması onu güzel bir seçenek yapıyor.)
·         Eee  birde mısır ekmeği alabilir miyiz biraz daha? (masaya oturunca hemen ezme ve turşular ekmek tabağıyla beraber geliyor. Haliyle siparişler alınana kadar özellikle taze olan mısır ekmekleri hemen bitiyor.

Masamıza ilk gelen çorbalarımız oluyor. Eğer ki yakalarsanız mutlaka deneyin. Nerede olduğu çok da önemli değil. Ama güzeli için ya evde yapılmalı ya da güvenilir bir balıkçıda içilmeli. Sadece bu çorba için bile dışarıya çıkılır.

Çorbaların ardından salata ve Kalamar Tava da masada yerini alıyor. Sosları genelde eklemeden ayrı olarak getiriyorlar. Ki sos dediğimiz sirke, nar ekşisi, zeytinyağ olunca bize bırakmaları çok daha iyi olur. Salatayı 3-4 kişiyseniz 2 kişilik istemeniz daha doğru olur. Hele herkes kendi balığını söylediyse. Çünkü balıklardan önce gelen bu yiyecekler karnı doyuruyor ve balığa yazık oluyor. Eh göz önünde olunca da yemeden durmuyor insan. Ondan kişi sayısının yarısı kadar salata porsiyonu söylemek daha akıllıca. Ayrıca istemediğiniz şeyleri siparişle beraber söylerseniz eklemiyorlar (soğan ,mısır, peynir… gibi…)


Kalamar tava bu sefer çok daha iyi geldi. Ya çok tazeydi ya da mevsimden o kayış gibi halini bırakmış ağızda dağılacak kıvama gelmiş.  


Karides Güveç lezzet olarak sevdiğimiz bir meze. Ama bu sefer tereyağ tadını biraz fazla hissedilmesi güzel olmadı. Ayrıca Karides Güveç’in balıklardan sonra masaya gelmesi açıkcası “kapış kapış” yenmesindense “hadi yiyin de kalmasın” a dönmeye başlandı.

Gelelim balıklarımıza…


Tekir: bu konuda profesör olduğunu iddia edecek seviyeye gelmiş bulunmaktayız. Güzeldi. Yine bir çırpıda yendi. Balık Yemeyi Seviyoruz



İstavrit: avlanma sezonu da başladı ama balıkların nasıl bu kadar lezzetli olduğunu bizde anlayamadık.


Dil Şiş: masaya ilk geldiğinde kimse balık demez. Hatta tavuk mu bu? Diye sorular bile akla gelebilir. İşte bundan dolayı balığa önyargısı olan / sevmeyen ki özellikle çocuklar mutlaka denemeli. Güzel olan sunumuyla çocukların da gönlünü çalan DİL ŞİŞ mutlaka denenmeli. ( ama balık yemeyi seviyorsanız çok da fazla tavsiye etmiyoruz. Dediğimiz gibi içerik olarak balık olabilir ama tada gelirsek tavuğu andırmıyor değil.)  

Normalde yemeğin burada bitmesi ve bizim tatlı sipariş etmememiz gerekiyordu. Ama yine yapamadık hemen bir tatlı siparişi verdik.
·        

·         İncir tatlısı: şerbeti güzel cevizler yerli yerinde

·         Ayva tatlısı: anneannem yıllardır yapar ki en sevdiğim tatlıdır. Ama anneannemin yaptığı tatlılar daha yumuşak olurdu ama elinin lezzeti midir koyduklarından mıdır bilmiyorum. En yakın zaman da soracağım J böylelikle AYVA TATLISI anneanneden yenmeye devam edilecek. 


Her şey çok güzel geçerken yemekler yenirken tadımlar yapılırken hadi kalkalım dedik ve hesabı istedik.


Yılın neredeyse her döneminden geldiğimiz Takanik gerek ortamıyla gerek servisiyle gerek uygun fiyatıyla ve lezzetiyle gönlümüze taht kurmuşken servisin aksaması (kesinlikle anlaşılır bir olay tabi ki alışkanlık olmaması durumunda) ve en garibi fiyattaki anlaşılmaz artış giderayak şaşırttı bizi. Bu artışın nedenini merak ettik ama çalışanlar yoğun olunca soramadık. İnşallah bir daha yolumuz düşerse o sevdiğimiz eski haline döner de bizim mekanımız olarak hayatımızda yer almaya devam eder.

not: arabamızı kapının önünde valeye verdik ve arka taraftaki otoparka gönderdik. çıkışta normalde en fazla 5 dakikada gelmesi gelirken 35 dakika sokağın ortasında bekledik. ve Takanik'in hiç umrunda olmadı. sanki vale bağımsız çalışıyor gibiydi. sonuç bir "pardon" bile duyamadık.

BONUS: bu tatlı köpek arabamızı beklerken bize arkadaşlık etti. ve hep bu şekilde yattı. resmen dünyanın en tatlı köpeği. onunla konuşunca utanıp yüzünü kapaması zaten efsaneviydi. hele ki utanç dolu günlerden geçerken böyle bir hareketi görmek yüzümüze o tebessümü dokundurup geçti.

Bakalım biz önümüzdeki günlerde daha neler keşfedeceğiz.
Günlerimizi video olarak youtube'dan ve fotoğraflarla ayrıntılı olarak instagramdan takip edebilirsiniz.

kendinize iyi davranın...






by Jane & Ejee