21 Aralık 2015 Pazartesi

Coffeetopia - Eminönü

İstanbul kazan biz kepçe bölümüne devam ederken kendimizi Eminönü de bulduk. Ortamın kargaşasına kapılıp hızlı bir şekilde geziyorduk ki yorgunluk bastırdı. Bizde adını de önce duyduğumuz COFFEETOPIA'ya attık kendimizi. Aslında hep önünden geçip gittiğimiz bir yermiş. Ama girişi o kadar küçük ki içeri hiç dikkatimizi çekmemiş. Ama içeriye girince çok farklı bir dünya bizi karşıladı. Dışarısı bilindik karmaşık Eminönü'yken içerisi sakin nefes almak için bir durak gibi. Aslında bizim COFFEETOPIA'yı sevmemizin asıl sebebi karmaşanın içinde bulunan bir yer olması. 


İçeriye girince hemen bizi sağda bir bar bekliyor. Kahveler taze taze burada yapılıp istenirse karton bardakla paket yapılıyor ya da çalışanlar müşteriler için masalarda menülerini sunuyorlar. Çalışanların hepsinin güler yüzlü oluşu ve müşteriye olan ilgileri tam dozunda hatta biz ortadayken küçük çaplı bir kriz çıktı ama bunu olan saygılarıyla hemen halledip bizim gözümüzde bir + daha aldılar. 

Gelelim menüye... Şurup aroma içinde kaybolmadan kaliteli kahve sunmak için hazırlanan bir menü bu.
Buzlu içeceklerden tatlılara, fırın ürünlerinden kahvelere çok fazla seçeneği olmayan ama her kahvesinde iddiasını sürdüren bir yer. Biz en çok kahvelerin yanlarına sertlik derecelerini yazmalarını sevdik. Ve tercihlerimizi buna göre yaptık. Jane tabi ki süt içeren bir kahve istedi. Ama yoğun da olmalı. Bizde Baristaya danıştık ve Flat White'ı tercih ettik. Cappuccino dan daha yoğun ama süt içeriyor. Sanırım Jane'in yeni favorisi...

Flat White: sertlik derecesi 1/5 8₺ bizden 4 🌟


Bendeniz Ejee ise tabi ki bir yerin kahvesi en yoğun olanıyla ölçülür diyerekten bir adet RİSTRETTO sipariş ettim. Aslında önce su gelince bir korkmalıydım ama yapacak bir şey yok. Üç yudumluk bir kahve geldi önüme ve beğendim. Gerçekten beğendim. Çok sert çok yoğun ve tam ayağa kaldıracak cinsten. 

Ristretto: sertli derecesi 5/5 5₺ bizden 5🌟

Uzun lafın kısası mutlu çalışan insanların kahve yaptığı nefes almak için bir alan yarattığı bir yer COFFEETOPIA. Biz sevdik ve denemenizi öneririz...




Sizde giderseniz selamımızı söyleyin ve yorumlarınızı mutlaka bizimle paylaşın…

Bakalım biz önümüzdeki günlerde daha neler keşfedeceğiz.
Günlerimizi video olarak youtube'dan ve fotoğraflarla ayrıntılı olarak instagramdan takip edebilirsiniz.

kendinize iyi davranın...


by Jane & Ejee  



1 Aralık 2015 Salı

Kral Burger - Etiler

Bu hafta sonu bir çılgınlık yapalım hamburger yiyelim dedik, kendimizi Kral Burger’de bulduk.




Malum yıllardır hamburgerden iğrenir olduk yine de o büyük fast food zincirlerinin önünden geçerken bazen canımız istemiyor değil (hatta bazen böyle kapıdan çekip girmemizi engelleyen gerçek dostlar olmasa vay halimize ama sonra zararlı oluşları, o yağlı halleri canımızın isteğine bile engel olur.) ama gelelim birbirimiz gaza getirip ailecek gittiğimiz Kral Burger’e… 1971’de açılan Kral Burger Nispetiye de. 44 senedir açık olan bu yer İstanbul’un ilk burgercilerinden. Bir diğeri de Şişli’de olan Kristal Büfe. Biz bu hafta hakkımızı Kral Burger’den yana kullandık ama Kristal’e de en yakın zaman da sizi götüreceğiz. Sözümüz söz!

Ailecek gidince malum konu yine açıldı. “Burası İstanbul’un ilklerinden, Biz annenle nişanlıyken hep buraya gelirdik, bizim zamanımızda o katkı maddeli hamburgerler yoktu…” ve daha neler neler. Biz hemen kapının önündeki masalara yerleştirdik ve siparişlerimizi verdik: Kral Burger. Özel soslarıyla hazırlanan Kral Burger değişik bir hamburger ekmeği ile hazırlanıyor. Normal ekmeklerden biraz daha büyük olan bu ekmeği ikiye bölmek yenide üçe bölmüşler. Birinci bölmeye özel köfteyi ve sosları, ikinci bölüme de kendi yapımları olan muhteşem bir sosu ekliyorlar. Böylece karşımıza kocaman bir burger geliyor. Dürüst olmak gerekirse görüntü çok hoş değil, hatta o pahalı restoranlardaki afili yiyeceklerden sonra insan ilk görüşte “nasıl yani bu muydu?” bile diyebilir. Ama işin sırrı tadında.



Gelelim içeriye, hazırlığın gerçekleştiği yere.


Kral Burger’in yeri küçük bir dükkandan ve kapısının önündeki 5,6 masadan ibaret. Yaklaşık içerisi ve dışarısıyla beraber 10 masaya sahip. Dışarıdaki masalar Melodi pasajının girişinde. Bundan dolayıda masalar biraz ayak altında.  Ama zaten oraya gidince öyle saatler geçirilmez yer kalkarsınız. Mutfaksa yok. Dükkanın içinde orta boyda bir ızgara var yanındaysa sosların bulunduğu kaplar ve üst üste hazırlanıp konmuş ekmekler. Bu kadar yani. Olabildiğince basit ama tadını da o basit ve doğallıktan alan burger. Yemeden yargılamamak gerekir işte. Biz yedik, yıllardır terciğimizi ordan ve onun gibi bu işin hakkını veren yerlerden yana kullandık. Hiç pişman olmadık.





Sizde giderseniz selamımızı söyleyin ve yorumlarınızı mutlaka bizimle paylaşın…

Bakalım biz önümüzdeki günlerde daha neler keşfedeceğiz.
Günlerimizi video olarak youtube'dan ve fotoğraflarla ayrıntılı olarak instagramdan takip edebilirsiniz.

kendinize iyi davranın...

by Jane & Ejee